Ana içeriğe atla

Kayıtlar

göstergebilim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gündem Belirleme ve Eşik Bekçileri

Bir önceki yazıda Ekme Kuramını incelemiş ve medyanın nasıl zihin biçimlendirdiği üzerine araştırmaları paylaşmıştık. Bu yazı da diğer yazı ile doğrudan bağlantılı bir yazıdır. Eğer okumadıysanız, bir önceki yazıyı da okuyup bu yazıyı okumanız gerekir. Böylece taşlar yerine oturmuş olacaktır. Gündem Kurma Kuramı Bu kuramın temeli medyanın haberleri sunuş biçimi ile toplumun üzerinde kafa yorduğu ve konuştuğu konuları belirlediği düşüncesine dayanır. Kısaca medya, insanların çoğunun ne hakkında konuşacağına ve izleyicilerin/okuyucuların gerçekleri ne olarak düşüneceğini kuracağı gündemle etkiler. * İnsanlar dünyada neler olduğunu kitle iletişim araçları (Televizyon, İnternet, Sosyal Medya, Gazete, Radyo) üzerinden bilgi alarak anlamaya çalışmaktadır. Bu yüzden medyaya bağlıdır. Kitle iletişim araçları, toplumda meydana gelen bazı olaylara daha fazla ilgi gösterirken, bazılarına ise daha az ilgi gösterirler. Dolayısıyla insanlar da medyanın kurmuş olduğu gündem sayesinde olay

ANLAMLANDIRMAK

Anlamlandırma Kavramına Göstergebilimsel ve Nöro-Bilimsel Bakış İletişim, anlatan ile anlayan arasında geçen bir ilişki sürecidir. Bu ilişkinin her türlü biçimi anlam üretmektedir. Özellikle görsellik içeren iletişim biçimlerinde anlam üretimi sözcüklerden daha başarılıdır. Bunun sebebi beynimizin görselliğe ayırdığı alanın işitmeye ayırdığı alandan daha fazla olmasıdır.  Yapılan araştırmalar bir iletişim sürecinde iletişimin %83'ünün görsel, %11'inin işitsel olduğunu, bir konuşma eylemi gerçekleştiğinde ise karşımızdakinin üç özelliğine dikkat ettiğimizi gösteriyor. Bunlar: %7 Kelimeler, %38 Tonalite, %55 Vücut Dili. Bu veriler bize görsel mesajın ne kadar önemli olduğunu ve görselliğe daha fazla dikkat etme eğilimimiz olduğunu göstermektedir. Anlamlandırma sürecinde dikkat önemli bir faktördür. Dikkat ettiğimiz, aynı zamanda algıladığımız olduğundan, anlamlandırma yaparken dikkatin önemi yadsınamaz. Kitle iletişim araçları sürekli olarak ve çok sayıda me

ANLAMLANDIRMAK ÜZERİNE

 - GİRİŞ - “Hepimiz aynı kişiye bakıyor ama aynı kişiyi görmüyoruz” İnsan anlamlandırdığı hayatı yaşar. İnsan doğduğu andan itibaren yaşadığı dünyayı keşfetmeye çalışır. Sürekli tarama halinde, sürekli etkileşim halindedir. Görür, duyar, dokunur, tadar, koklar... Sonuçta her deneyiminin ardından bir anlam çıkarır. Deneyimlerden çıkan anlam, kişinin ulaştığı sonuçtur; yargıdır. Size göre normal geldiğini düşündüğünüz bir davranışınızın, başkaları tarafından tuhaf karşılandığını yaşamışsınızdır.  Ya da kahkahalar atarak izlediğiniz bir filme başkalarının sizin kadar çok gülmediğine, okuduğunuz bir kitaptan sizin çıkardığınız mesajla, başkasının çıkardığı mesajın aynı olmadığına da tanık olmuşsunuzdur.  Siz bir parti liderini çok severken, söyledikleri çok mantıklı gelirken, onu sevmeyenlerin nasıl olup ta onu sevmediğini anlayamadığınızı da hatırlarsınız...  Değil mi?  Tüm bunların sebebi, hepimizin her şeyi farklı anlamlandırmasıdır. İnsanlar doğduğu