Ana içeriğe atla

Kayıtlar

reklam etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Gerçeklik ve Hiper Gerçeklik

'Gerçeklik hayal gücünün bir ürünüdür' - Perception 1/1 En basit düzeyde gerçeklik, beynimiz tarafından inşa edilir. Dünyada yaşadığımız her deneyim sonrası beynimiz bu uyaranların her birini anlamlandırır ve yarattığı gerçeklik üzerinden yeniden tanımlar. Bu tanımlamanın sonucu olarak tutumlarına ve davranışlarına etki eder. Beynimizin yarattığı gerçeklik, aile, eğitim, din, kitle iletişim araçları, kültür, geçmiş ve şimdinin deneyimleri üzerine biçimlendirilmektedir. Bu yüzden gerçeklik bakış açısına göre değişmektedir. Gerçeklik, gerçekte ne olduğu ve bu olanı beynimizin nasıl anlamlandırdığı ile ilgilidir. Çağdaş toplumlarda, toplumu anlamlandırarak bütünlük oluşturma işlevi kitle iletişim araçları tarafından yerine getirilmektedir. Kitle iletişim araçları dış dünyanın anlamlandırılmasında bir çeşit süzgeç rolünü oynamanın yanı sıra, kişilerin kim oldukları, kim olmak istemeleri gerektiği, dışarıya karşı nasıl görünmesi gerektiği gibi konularda etkin bir rol üstlenm

Mesajın Mecrası ve Dikkat

Her reklam her yere olmaz. Reklamcı ve medya planlamacıların çoğunlukla yaptıkları hata, dataları yanlış kullanmaktır ve dolayısıyla markaya maddi zararlar vermektedirler. En çok tirajı olan gazetenin en arka sayfasına, ya da en çok rating alan bir TV programına reklam vermek için zannediyorum pazarlama doktorası yapmaya lüzum yoktur. Önemli olan markanın bir soruna karşı sunduğu çözümü en iyi hangi alanda/mecrada vereceğini bilmektir. Yanlış yerde verilen doğru mesaj, göz ardı edilebir, ve doğru olarak nitelendirilmez ve ödül/ceza mekanizmasını tetikleyemediği için bilinçaltında doğru olarak kodlanmaz. Örneğin güvenlik şirketleri ile alakalı bir reklamın en doğru alanı gazetelerin üçüncü sayfalarıdır. Bunun nedenlerini aşağıda inceleyeceğiz. Markalar ürünleri veya hizmetleri ile alakalı mesajları her hangi bir mecrada verirken şu aşamaları geçmek zorundadırlar. 1.      Dikkat çekmek 2.      Merak uyandırmak 3.      Motivasyon Dikkati nöro-psiko

BELLEK - REKLAMLAR VE MÜZİK

Bu sıralar birçok marka reklamlarında eski yeşilçam müziklerini veya eskiden çok popüler olmuş müzikleri kullanmaktadır. Uludağ Limonata – Hababam Sınıfı Kuveyt Türk – Ah nerede Carefour – Neşeli Günler Lipton – La Bamba…   Reklam firmalarının veya markaların bu şekilde yapmalarının sebebi eskiye olan özlem veya eskiye dönüş olabilir. Ancak bilimsel açıdan bakıldığında yaptıkları hamle şu şekilde tarif edilebilir : Yeni bir bilgiyi (kampanya gibi) beynimizde kalıcı kılmak için, eski bir bilgi ve o bilginin sahip olduğu duygu ile eşleştirmek. Böylelikle o müziklerde, filmlerde yaşadığımız duygulardan beslenerek yeni bir bilgi de bellekte işlenmiş olacaktır. Hem marka olarak, hem de duygu olarak. Burada asıl amaç; eskiden belleğimizde iyi bir duygu yüklemesi ile birlikte var olan bilgi ile yeni bilgiyi eşleştirmek, yani, eski bilgiden faydalanarak yeni bilgi belleğimize kazınmış olacak. Peki bu nasıl oluyor? Bilgi işleme sürecinde yeni bir bilgi duyu organ

İletişimde Koku Faktörü

İLETİŞİMDE KOKU FAKTÖRÜ Çevreden duyu organlarımız vasıtası ile topladığımız duyuların (bilgilerin) hepsi talamus’ta bir araya gelir. Burada benzer işleve sahip uyaranlar seçilir ve bir grup haline getirilmek için düzenlenir. Eğer uyaran yeni yada farklı ise değerlendirilmek üzere üst merkezlere gönderilir. ‘Duyusal uyaranların %99’u bilinç düzeyine ulaşmamaktadır. ‘ bunun sebebi talamusun filtre olarak işlev görmesinden ötürüdür. Buna talamik filtreleme adı verilir. Talamus Bütün duyuların ilk durağı talamustur. Daha sonra bu duyular talamustan korteksin uygun yerlerine gönderilerek bilince çıkar. Talamus; Koku duyusu hariç tüm sistemlerden gelen uyarılar için bir kapı olarak kabul edilmektedir. Amaca yönelik bilinçli davranışlardan sorumludur. Anlaşıldığı gibi, koklama duyusu ile beyin arasında bir durak yoktur. Koklama duyusu merkezi sinir sistemini devre dışı bırakan ve dış dünyayla doğrudan ilişki içinde olan tek yerdir. KOKU Ar