Ana içeriğe atla

Kayıtlar

BELLEK - REKLAMLAR VE MÜZİK

Bu sıralar birçok marka reklamlarında eski yeşilçam müziklerini veya eskiden çok popüler olmuş müzikleri kullanmaktadır. Uludağ Limonata – Hababam Sınıfı Kuveyt Türk – Ah nerede Carefour – Neşeli Günler Lipton – La Bamba…   Reklam firmalarının veya markaların bu şekilde yapmalarının sebebi eskiye olan özlem veya eskiye dönüş olabilir. Ancak bilimsel açıdan bakıldığında yaptıkları hamle şu şekilde tarif edilebilir : Yeni bir bilgiyi (kampanya gibi) beynimizde kalıcı kılmak için, eski bir bilgi ve o bilginin sahip olduğu duygu ile eşleştirmek. Böylelikle o müziklerde, filmlerde yaşadığımız duygulardan beslenerek yeni bir bilgi de bellekte işlenmiş olacaktır. Hem marka olarak, hem de duygu olarak. Burada asıl amaç; eskiden belleğimizde iyi bir duygu yüklemesi ile birlikte var olan bilgi ile yeni bilgiyi eşleştirmek, yani, eski bilgiden faydalanarak yeni bilgi belleğimize kazınmış olacak. Peki bu nasıl oluyor? Bilgi işleme sürecinde yeni bir bilgi duyu organ

İletişimde Koku Faktörü

İLETİŞİMDE KOKU FAKTÖRÜ Çevreden duyu organlarımız vasıtası ile topladığımız duyuların (bilgilerin) hepsi talamus’ta bir araya gelir. Burada benzer işleve sahip uyaranlar seçilir ve bir grup haline getirilmek için düzenlenir. Eğer uyaran yeni yada farklı ise değerlendirilmek üzere üst merkezlere gönderilir. ‘Duyusal uyaranların %99’u bilinç düzeyine ulaşmamaktadır. ‘ bunun sebebi talamusun filtre olarak işlev görmesinden ötürüdür. Buna talamik filtreleme adı verilir. Talamus Bütün duyuların ilk durağı talamustur. Daha sonra bu duyular talamustan korteksin uygun yerlerine gönderilerek bilince çıkar. Talamus; Koku duyusu hariç tüm sistemlerden gelen uyarılar için bir kapı olarak kabul edilmektedir. Amaca yönelik bilinçli davranışlardan sorumludur. Anlaşıldığı gibi, koklama duyusu ile beyin arasında bir durak yoktur. Koklama duyusu merkezi sinir sistemini devre dışı bırakan ve dış dünyayla doğrudan ilişki içinde olan tek yerdir. KOKU Ar

Nöro-İletişim (Neuro-Communication)

Nöro-İletişim kavramı, Nörobilim ve İletişim kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir. Nörobilim, sinir sisteminin anatomisi, fizyolojisi, biyokimyası veya moleküler biyolojisi alanlarında faaliyet gösteren, özellikle sinir siteminin davranış ve öğrenme ile ilişkisini inceleyen bilim dalıdır. (Tıbbi Sözlük) Sinir sistemi, ‘sinir hücrelerinden ve bunların uzantılarından oluşan çok geniş bir iletişim şebekesi ’ diye tarif edilir. (Schneider & Tarshis, 1995, S:58) Anlaşılacağı gibi sinir sistemi, vücudumuzun iletişim sistemidir. Bu iletişim sistemi, dışarıdan gelen uyarıları (bilgileri) değerlendirip, işleyip uygun cevap oluşturmaktadır. Bu cevaplar da bizim davranışlarımızdır. İnsanda sinir sistemi iki ana bölümden oluşmaktadır. Merkezi Sinir Sistemi ve Çevresel Sinir Sistemi. Merkezi Sinir Sistemi, çeşitli seviyeleri ile ‘karar organı’ nı oluşturmaktadır. Çevreden gelen bilgiyi işleyerek değerlendirir ve uygun cevap emrini verir.  Çevresel Sinir Sist