Ana içeriğe atla

Nasıl Karar Veririz ?





Bir nöro-ekonomi deneyinde; küçük boyu 3 dolar ve büyük boyu 7 dolardan popcorn satılacaktır. İnsanların taleplerinin hangi ürüne yöneleceği beklenmektedir. Müşteriler gelmeye başlar ve herkes 3 dolardan satılan küçük popcorna yönelir. 7 dolara satılan büyük popcorna kimse yönelmiyordur. Daha sonra deney kurucular küçük ile büyük boy arasına 6,50 dolara bir orta boy ürün daha ilave ederler. Bu sefer satın alma davranışı değişir. Müşteriler 6,50 dolar verip orta boy alacaklarına, 7 dolar verip büyük boy popcorn almaya başlarlar.

İnsanların davranışlarına etki edecek küçük manipülasyonlar özellikle satın alma kararlarını etkilemeye yöneliktir. Peki ama insanlar bu tür manipülasyonlar olmadan nasıl karar verirler?

Karar Verme Eylemi

Karar verme; alternatif seçimler arasından seçim yapma sürecine denir.

Kesinliği olan durumlarda bir takım mantıksal analizleri; belirsizliği olan durumlarda ise, avantaj ve dezavantajların değerlendirilmesi sürecini içermektedir.

Yukarıda bahsedilen deneyde, bir takım mantıksal analizlerin yapılma durumuna etki edilmektedir. İki seçenekten birini seçme durumunda kişi, kendisi için en çok avantajı sağlayacak olana yönelmektedir. Ancak ikili seçime bir tane daha ilave edildiğinde, bu sefer seçenekler arasından en avantajlı olana beyin yönelmektedir. Yani kişi seçim yaparken ilk önce ikisi arasından en mantıklı olana, daha sonra üçü arasından en mantıklı olana yönelmektedir.

İyi karar, olası seçeneklerden bizim için en avantajlı olanı seçmek durumudur.
İnsanlar kesinliği olan durumlarda, yani sonucu belirli olan durumlarda kendisi açısından en kolay olana yönelmekte iken, avantaj ve dezavantajlar sunulduğunda ise, karar verme süreci bireylerde farklılıklar gösterebilmektedir.

Karar verme, kişinin daha önce deneyimlediği geçmiş tecrübeleri ile ilgili bir çok karmaşık dizi bilişsel işlemin yorumlamaları sonucunda ortaya çıkar. Önceki deneyimlerin verdiği haz/ödül ile kayıp/ceza gibi yaşanılan duygu durumlarının da karar verme süreçlerini etkilediği görülmüştür.

Seçeneklerden birini seçmeniz gerektiğinde, beyniniz verilen seçeneklerden en avantajlı olana yönelecektir, ancak unutmayın : Seçmemekte bir karardır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ekme Kuramı ve Zihin Biçimlendirme

TANIM Televizyonun etkisi uzun dönemlidir. Bu etki azar azar, derece derece, dolaylı fakat zamanla birikerek olur. Ekme kuramına göre, çok fazla televizyon izlemenin gerçek hayattan çok televizyon programlarındaki dünyayla tutarlı tutumları ektiği düşünülür. Örneğin, Televizyon izlemek, doğrudan şiddet davranışına sebep olmaksızın, dünyadaki şiddet hakkında insan zihnini biçimlendirir. Ekme araştırmaları medyaya toplumsallaştırıcı bir araç olarak bakar ve televizyon izleme süreleri arttıkça, gerçekliğin televizyondaki versiyonuna inanma oranlarının artıp artmadığını araştırır. Prof. George Gerbner ve arkadaşları televizyon dramalarının az ama önemli etkileri olduğuna, bu etkinin toplumsal dünya ile ilgili tutum, inanç ve yapıları üzerinde önemli olduğunu ileri sürer. İÇERİKLER Bir televizyon kanalının tüm gün yaptığı programların; içeriklerinin analizini yaptığınızda kanalın kimliğini ve hedeflerini çıkartabilirsiniz. Kaç kişi kadın, kaç kişi erkek? Meslekleri ne? Kıya...

Schopenhauer'dan Yazarlara Tavsiyeler

Schopenhauer ' Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine ' adlı eserinin Yazarlık ve Üslup Üzerine bölümünde bazı yazarlar ve onların eserleri üzerinden çok sert eleştiriler getirirken aynı zamanda bir yazarın nasıl yazması gerektiği konusunda okurun bakış açısını, dikkatini ve zamanını da kapsayacak bir biçimde yazarlara ders vermektedir. Bunu yaparken asla tek taraflı davranmayıp, okuyucu ile yazarın arasına girerek, okurun da nasıl kitap okuması ve tercih etmesi konusunda görüşlerini açıkça ortaya koymaktadır. 'Bir yazar, okurun zamanı, yoğunlaşma gücü ve sabrı konusunda hasis davranmalı' 'Okur eğer mümkün ise gerçek yazarları, öğretilerin kurucularını ve kaşiflerini ya da her halükarda herhangi bir bilgi dalında büyük üstatlar olarak tanınmış olanları okumalı ve onların muhtevalarını yenilerinden okumak yerine ikinci el kitapları satın almalı' “Kelimelerin iletişime yardımcı olabilmesi için dinleyicinin de aklına, konuşan kişinin ifade ettiği fikri getirmesi gerek...

ANLAMLANDIRMAK

Anlamlandırma Kavramına Göstergebilimsel ve Nöro-Bilimsel Bakış İletişim, anlatan ile anlayan arasında geçen bir ilişki sürecidir. Bu ilişkinin her türlü biçimi anlam üretmektedir. Özellikle görsellik içeren iletişim biçimlerinde anlam üretimi sözcüklerden daha başarılıdır. Bunun sebebi beynimizin görselliğe ayırdığı alanın işitmeye ayırdığı alandan daha fazla olmasıdır.  Yapılan araştırmalar bir iletişim sürecinde iletişimin %83'ünün görsel, %11'inin işitsel olduğunu, bir konuşma eylemi gerçekleştiğinde ise karşımızdakinin üç özelliğine dikkat ettiğimizi gösteriyor. Bunlar: %7 Kelimeler, %38 Tonalite, %55 Vücut Dili. Bu veriler bize görsel mesajın ne kadar önemli olduğunu ve görselliğe daha fazla dikkat etme eğilimimiz olduğunu göstermektedir. Anlamlandırma sürecinde dikkat önemli bir faktördür. Dikkat ettiğimiz, aynı zamanda algıladığımız olduğundan, anlamlandırma yaparken dikkatin önemi yadsınamaz. Kitle iletişim araçları sürekli olarak ve çok sayıda me...